İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in (İUB-DE) Kolombiya seksiyonu Birleşik Kolektif’in Kolombiya’daki seferberliğe ilişkin bildirisi
Geçtiğimiz 7 Mayıs’tan bu yana, başkan Duque’nin hükümetiyle bir pazarlık sürecinin açılması önerisi güçlü bir şekilde dolaşıma sokulmaya başlandı. Mücadelenin içindeki birtakım yerel temsilciler dahi bu talebi savundu; onlar bu diyaloğun ve pazarlıkların yerel veya belediyelerle sınırlı olacağını ve böylece söz konusu yerellerde yaşayanların sorunlarının daha süratle tartışılıp çözülebileceğini söylüyorlar.
Ulusal Grev Komitesi’nin (CNP) kontrolünde bulunan çoğunluktaki güçler, kendilerini ülkeyi sarsan büyük halk ayaklanmasının sözcüleri olarak göstererek, bu pazarlık önerisinin üzerinde en fazla ısrar edenler. Çoğunluktakiler 10 Mayıs Pazartesi gününe ulusal hükümetle yakınlaşma için bir randevu kesildiğini ilan etti bile.
Bekleneceği üzere, olası bir pazarlık sürecinin açılması ayaklanmanın başını fiilen çekenler arasında yoğun bir tartışma yarattı. Bu tartışmalar sadece böylesine bir sürecin anlamının ne olduğu üzerine değil, aynı zamanda sözcünün kim olması ve ne gibi isteklerin iletilmesi gerektiği gibi konular üzerine de yaşanıyor. Bu gerekli tartışmaya katkı sunabilmek için Birleşik Kolektif (CU) olarak soruna dair kendi perspektifimizi ve somut önerilerimizi sunmak istiyoruz.
- Söylemek istediğimiz ilk husus, bir pazarlık sürecinin herhangi bir zamanda gözden çıkarılmaması gerektiğidir. Mahalle mücadelelerinde de, öğrenci direnişlerinde de, ezilen bir kesimin bir hakkının savunulmasında da, bir işçi grevinde de, bir ulusun içinde yaşadığı silahlı bir yüzleşmede de ya da iki ülke arasındaki veya bir ülkenin içindeki savaşta da pazarlık, kullanılabilir bir araçtır. Önemli olan pazarlığın, mücadelenin koşullarını garanti altına alacak şekilde özel durumlara boyun eğmesi ve çelişkiyi doğuran duruma çözümler oluşturacak bir formül şeklinde ortaya konmasıdır.
- Halkın cephesinden bir pazarlık sürecini başlatmak veya ilerletmek için, daima karşı kampın, yani bu durumda Duque hükümetinin, halkın protestoya devam etmesinin bütün şartlarını garanti altına almasını dayatmak gerekir; bunlardan bir kısmı anayasal haklar ve vazgeçilemez insan haklarıdır. Halkın kovuşturmaya, baskıya, zulme, suikastlara, gözaltında kaybedilmelere ve fiziksel saldırılara uğramaksızın seferber olma hakkıdır bu. Bu garantinin kendisi yerine getirilmeksizin herhangi bir görüşmenin veya herhangi bir pazarlığın başlaması düşünülemez bile. Baskıyı, sokakların askerileştirilmesini, ESMAD’ın kriminal eylemlerini ve silahlı saldırılarını soruşturmaya açıp cezalandıran ve aynı zamanda bütün alıkonanları serbest bırakan, kaybedilenlerin hepsinin canlı ve tamamen sağlıklı bir şekilde serbest bırakan ve polis şiddetinden, devletin güvenlik aygıtından, kırsal ve kentsel paramiliter çetelerden zarar gören ailelere tazminat ödeyen bir pazarlık şartı oluşturulmaksızın, bu şartların yerine getirileceğine dair açık işaretler olmaksızın, pazarlıktan söz edilemez.
- Hiçbir ama hiçbir şart altında halkın kullanmaya karar verdiği zora dayalı önlemlerin kaldırılması teklif edilemez: Bu örnekte bunlar, 28 Nisan’dan bugüne sağlıklı bir şekilde gelişen ULUSAL GREV, BARİKATLER ve OTOYOLLARI KAPATAN BLOKLARDIR. Pazarlıklar esnasında halkın hükümetle eşit taraflar olarak pazarlık yapabilmesinin mutlak ve değişmez şartı, bunlardır. AYNI ZAMANDA HÜKÜMET GREVİN BİR TOPLUMSAL GERÇEKLİK OLDUĞUNU KABUL ETMELİDİR. Yalnızca mücadelenin ve yerli halkların önderleriyle anlaşarak ve onların izin vereceği İNSANİ KORİDORLARLA nüfusun, sağlık, yemek, kamusal hizmetler, çöp toplanması ve yakıt yardımı gibi asgari ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalıdır.
- Eğer olur da yukarıdaki şartlar yerine getirilirse, pazarlıkların başlangıcı için, demokratik bir anayasanın hazırlanması, yeterli temsiliyet gücüne sahip HALK MECLİSLERİ aracılığıyla yapılmalıdır. Pazarlıklara katılıp katılmamak bu halk meclislerinde karar altına alınmalıdır. Bu halk meclisleri talepler listesini belirlemeli ve pazarlıklara delege olarak katılacak sözcüleri seçmelidir. Sözcüler doğrudan doğruya mücadeleye katılanlardan seçilmeli ve mücadeleye bağlılıkları bilinmelidir. Ve şu son derece açık olmalıdır: Herhangi bir pazarlık girişimi en yüksek demokratik organ tarafından, yani bu durumda Ulusal Grev Komitesi tarafından onaylanmalıdır.
- Bu sürecin örgütlenmesi için, Birleşik Kolektif olarak biz, CALİ ŞEHRİNDE TOPLANACAK BİR ULUSAL MECLİS BULUŞMASI aracılığıyla demokratik bir müzakere mekanizması oluşturulana dek herhangi bir pazarlığa başlanmasının YASAKLANMASINI VE/VEYA pazarlıklara İZİN VERİLMEMESİNİ öneriyoruz. Valle Üniversitesi’nde toplanan Grev Taban Komitesi’nin 6 Mayıs tarihli kararı da, tam olarak bunları ifade etmektedir.
- Ulusal Grev Komitesi’nin bileşenlerinin sokak hareketinin sözcüleri olma yönünde en istekli kesimler olmaları, bize onlardan şunu talep etmek hakkını veriyor: DERHAL SÜRESİZ GENEL GREV KARARI ALIN. Bugüne kadar komitenin tek yaptığı iş 24 saatlik bir grev çağrısı yapmak, göstermelik bir sanal 1 Mayıs etkinliği düzenlemek, 5 Mayıs’ta bir protesto organize etmek oldu. Şu an bu komitenin sahip olduğu tek plan 19 Mayıs’ta bir protestoya daha çağrıda bulunmak. Bu şartlar altında CNP’nin ilk görevi Kolombiya’nın halkının verdiği kavgaya uygun hareket etmektir: Bu nedenle bu Pazartesi’den (10 Mayıs) başlayacak bir SÜRESİZ ULUSAL GREV çağrısı yapılmalıdır. Sendikal yapılar Taban Meclisleri oluşturarak ÜRETİMİ DURDURMA yönünde oylamalara gitmelidir. CNP yalnızca bu şartları yerine getirirse halkımızın mücadelesinin sözcülerinden birisi olmaya hak kazanabilir.
- Son olarak, BU PAZARTESİ, 10 MAYIS’TA CALİ ŞEHRİNE YAPILAN BÜYÜK SEFERBERLİK çağrısını sevinçle karşılıyoruz. Bu çağrı bütün ülkede, özellikle de Bogotá’da tekrarlanmalı çünkü bu şehirde seferberliğin daha büyük bir ulusal ve uluslararası etkisi olur. SEFERBERLİKLERE BİR MİLYON KATILIMCI hedefi bu şekilde gerçekleştirilebilir ve böylece halkın düşmanları bizim grevde olduğumuzu, mücadeleye devam edeceğimizi ve halkın istekleri yerine getirilene dek sonuna kadar gideceğimizi daha iyi duyabilirler.
SALDIRI PAKETİNE KARŞI VE DUQUE HÜKÜMETİNİ DEVİRMEK İÇİN DEVRİMCİLERE KATILIN, BİRLEŞİK KOLEKTİF’E GELİN
Pazarlıklar konusundaki bu somut önerilerin yanı sıra, Birleşik Kolektif olarak ülkenin dört bir yanında kendi taleplerine kulak verilmesini ve ülkenin derin ekonomik krizinin faturasını işçilere kesen ekonomik paketin reddedilmesini isteyen binlerce sesin sahibi olan insanlarla dayanışma içinde olduğumuz ilan ederiz. Ve halkımızı birleştiren, motive eden ve seferber eden şu mücadeleci sloganda birleştiğimizi bilmenizi isteriz: Duque defol!
Gelin yoldaşlar, ileriye yürüyelim, grevi sürdürelim, meclisleri toplayalım ve Kolombiya halkının ihtiyacını hissettiği yeni devrimci önderliğin ortaya çıkışına yardımcı olalım. Bizim devrimci politikamız bu önderliğin inşa edilmesine hasredilmiştir. Sizi, devrimcilerin birliğini sağlamanın ilk adımı olarak BİRLEŞİK KOLEKTİF’e katılmaya çağırıyoruz. Üyelerimizle iletişime geçin veya bize sosyal medya hesaplarımız üzerinden ulaşın.
Birleşik Kolektif
Bogotá, 9 Mayıs 2021